İnsan Suresi 8
Ve yutimûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ(esîren.)
1. ve yut`ımûne : ve yedirirler
2. et taâme : taam, yemek
3. alâ hubbi-hî : ona sevgisi olan, sevdiği
4. miskînen : fakir ve yoksullar
5. ve yetîmen : ve yetimler
6. ve esîran : ve esir olanlar
İmam İskender Ali Mihr : Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fakir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler.
Diyanet İşleri : Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar.
Adem Uğur : Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ahmed Hulusi : O`nun sevgisi ile yoksulu, yetimi ve ellerine mahkûm olanları doyururlar.
Ahmet Tekin : Çevresi, çaresi olmayan yoksula, yetime, dula ve esire, sevdikleri, yemek ihtiyacında oldukları yiyecekleri can ü gönülden isteyerek yedirirler.
Ahmet Varol : Kendilerinin ona sevgi duymalarına rağmen [1] yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ali Bulaç : Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ali Fikri Yavuz : Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
Bekir Sadak : Onlar icleri cektigi halde, yiyecegi yoksulla, oksuze ve esire yedirirler.
Celal Yıldırım : (8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar içleri çektiği halde, yiyeceği yoksula, öksüze ve esire yedirirler.
Diyanet Vakfi : Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Edip Yüksel : Yoksula, öksüze ve tutsağa sevdikleri yiyecekleri yedirirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
Fizilal-il Kuran : Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler.
Gültekin Onan : Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Hasan Basri Çantay : (Yemeğe olan) sevgi (lerine ve iştihâlarına) rağmen yoksulu, yetimi, esîri doyururlar (dı).
Hayrat Neşriyat : Ona (o mala) olan arzularına (ve kendi ihtiyaçlarına) rağmen, yoksula, yetime ve esire yemek yedirirler(di).
İbni Kesir : Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
Muhammed Esed : Ve kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve taam yedirirler, onu sevdikleri halde yoksullara ve yetimlere ve esir olanlara.
Ömer Öngüt : Kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Şaban Piriş : Sevmelerine rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler.
Suat Yıldırım : Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allahın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler.
Süleyman Ateş : Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler:
Tefhim-ul Kuran : Kendileri, ona karşı duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
Ümit Şimşek : Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler.
|